Miras Hukuku

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ve Miras Hukukuna Etkileri

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ve bu sözleşmenin miras hukukuna olan etkileri.

Yaşlılık veya hastalık gibi nedenlerle bakıma ihtiyaç duyan kişiler, bu bakımı güvence altına almak için mal varlıklarını kullanabilirler. Bu noktada Türk hukuk sisteminin sunduğu en önemli araçlardan biri Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi‘dir. Bu sözleşme, bir yandan bakım ihtiyacı olan kişinin hayatını güvence altına alırken, diğer yandan vefat sonrası miras paylaşımında ciddi hukuki tartışmalara ve davalara yol açabilen karmaşık bir yapıya sahiptir.

Peki, ölünceye kadar bakma sözleşmesi tam olarak nedir? Hangi şartlarda geçerlidir ve bir vasiyetnameden farkı nedir? En önemlisi, yasal mirasçıların bu sözleşme karşısındaki hakları nelerdir ve sözleşmenin iptali istenebilir mi? Bu yazıda, bu özel sözleşmenin miras hukukuna etkilerini tüm yönleriyle ele alacağız.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedir? (Taraflar ve Yükümlülükler)

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, taraflardan birinin (bakım borçlusu), diğer tarafa (bakım alacaklısı) belirli bir mal varlığını devretme, diğer tarafın da ona ölünceye kadar bakma, gözetme ve ihtiyaçlarını karşılama borcu altına girdiği, iki taraflı bir sözleşmedir. Bu sözleşme Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir.

  • Bakım Borçlusu: Genellikle yaşlı veya bakıma muhtaç olan ve mal varlığını devreden kişidir.
  • Bakım Alacaklısı: Bakım ve gözetim yükümlülüğünü üstlenen ve karşılığında mal varlığını devralan kişidir.

Bakım alacaklısının borcu, sadece yemek, içmek gibi temel ihtiyaçları karşılamak değil, aynı zamanda bakım borçlusuna manevi olarak destek olmayı, hastalığında tedavisiyle ilgilenmeyi ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı da kapsar.

Geçerli Bir Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nasıl Yapılır? (Şekil Şartları)

Bu sözleşmenin hukuken geçerli olabilmesi için kanunun aradığı çok katı bir şekil şartı vardır. Tarafların kendi aralarında adi yazılı bir kağıda imza atmaları kesinlikle yeterli değildir ve sözleşmeyi geçersiz kılar.

Geçerlilik için sözleşme, resmi miras sözleşmesi şeklinde yapılmalıdır. Bu pratikte şu anlama gelir:

  • Sözleşme, Noter veya Sulh Hukuk Hâkimi gibi bir resmi memur huzurunda düzenlenmelidir.
  • Sözleşmenin imzalanması sırasında, fiil ehliyetine sahip iki tanığın (şahidin) hazır bulunması zorunludur.

Bu resmi şekil şartına uyulmadan yapılan bir ölünceye kadar bakma sözleşmesi hukuken yok hükmündedir.

Miras Hukukuna Etkileri: Yasal Mirasçılar Ne Yapabilir?

Bu sözleşmenin en tartışmalı yönü, mirasçılar üzerindeki etkisidir. Sözleşme ile devredilen mal varlığı, bakım borçlusunun mülkiyetinden çıktığı için, vefat ettiğinde geride kalan mirasçılar bu mal üzerinde doğrudan hak iddia edemezler. Ancak bu durum, mirasçıların tamamen çaresiz olduğu anlamına gelmez. Mirasçılar, belirli şartlar altında bu sözleşmeye karşı dava açabilirler.

1. Muris Muvazaası (Mirasçıdan Mal Kaçırma) İddiası

Mirasçıların en sık başvurduğu hukuki yoldur. “Muvazaa”, tarafların üçüncü kişileri (burada diğer mirasçıları) aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan, görünüşte bir hukuki işlem yapmalarıdır. Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde muvazaa iddiası genellikle şu şekilde ortaya çıkar:

  • Miras bırakanın asıl amacı aslında bakım görmek değil, mal varlığını diğer mirasçılardan kaçırarak favori bir mirasçısına veya üçüncü bir kişiye karşılıksız olarak (bağış olarak) devretmektir.
  • “Bakım sözleşmesi” sadece bu bağış amacını gizlemek için kullanılan bir paravandır.

Eğer mahkemede, bakım borçlusunun aslında bakıma muhtaç olmadığı, bakım alacaklısının da fiilen bir bakım hizmeti vermediği ve asıl amacın diğer mirasçıları mirastan mahrum bırakmak olduğu ispatlanırsa, sözleşme muvazaa nedeniyle iptal edilir ve mal varlığı terekeye geri döner.

2. Tenkis Davası Açılabilir mi?

Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların (çocuklar, eş, anne-baba) haklarını ihlal eden karşılıksız kazandırmalara karşı açılır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, kural olarak karşılıklı bir edim içerdiği için (mal varlığına karşılık bakım), doğrudan bir bağış sayılmaz ve tenkis davasına konu olmaz.

Ancak Yargıtay’ın getirdiği bir istisna vardır: Eğer devredilen mal varlığının değeri ile sağlanan bakım hizmetinin değeri arasında açık ve büyük bir orantısızlık varsa, mahkeme bu orantısızlığın “gizli bağış” niteliğinde olduğuna karar verebilir ve bu fahiş kısım için saklı paylı mirasçıların tenkis davası açma hakkı doğabilir.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, hem borçlar hukuku hem de miras hukuku ile iç içe geçmiş, sonuçları itibarıyla çok önemli ve teknik bir sözleşmedir. Gerek böyle bir sözleşme yapmayı düşünenlerin, gerekse bu sözleşme nedeniyle miras hakkının ihlal edildiğini düşünen mirasçıların, haklarını korumak için mutlaka bir Ankara miras avukatı ile süreci değerlendirmesi gerekir.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 611. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Konunun yasal dayanağını doğrudan incelemek isterseniz, ilgili kanuna Mevzuat.gov.tr resmi sitesinden ulaşabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Bu sözleşme ile vasiyetname aynı şey mi?

Hayır. Vasiyetname, tek taraflı bir irade beyanıdır ve miras bırakanın ölümünden sonra hüküm doğurur. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ise iki taraflı, yaşayan kişiler arasında yapılan ve her iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşmedir.

Bakım borcunu yerine getirmeyen kişiden malı geri alabilir miyim?

Evet. Bakım alacaklısı (bakıcı), sözleşmedeki bakım ve gözetim yükümlülüklerini yerine getirmezse, bakım borçlusu (malını devreden kişi) mahkemeye başvurarak sözleşmeyi feshedebilir ve devrettiği mal varlığının iadesini talep edebilir.

Sonuç: Güvence ve Riskleri Bir Arada Barındıran Sözleşme

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, doğru ve dürüst bir niyetle yapıldığında, bakıma muhtaç kişiler için önemli bir güvence sağlar. Ancak, katı şekil şartlarına uyulması ve mirasçıdan mal kaçırma gibi kötü niyetli amaçlara alet edilmemesi gerekir. Bu tür bir sözleşme yapmayı düşünüyorsanız veya mirasçısı olduğunuz bir yakınınızın böyle bir sözleşme yaptığını öğrendiyseniz, olası hukuki riskleri ve haklarınızı öğrenmek için profesyonel bir avukattan danışmanlık almanız en sağlıklı yoldur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir