Reddi Miras (Mirasın Reddi) Nasıl Yapılır?

Bir yakının vefatı her zaman üzücüdür, ancak bu üzüntüye bir de merhumun geride bıraktığı borçlar eklendiğinde, mirasçılar için karmaşık bir hukuki süreç başlar. Türk hukukunda miras, bir bütün olarak hem mal varlıklarını (aktif) hem de borçları (pasif) kapsar. Eğer miras bırakanın borçları, mal varlığından fazlaysa, mirasçılar bu borçlardan sorumlu olmamak için yasal bir hakka sahiptir: Reddi Miras (Mirasın Reddi).
Bu hayati hakkın kullanılması, çok katı sürelere tabidir. Bu rehberde, reddi mirasın ne olduğunu, neden önemli olduğunu, nasıl yapıldığını ve en kritik unsur olan 3 aylık süreyi kaçırmamak için nelere dikkat etmeniz gerektiğini tüm detaylarıyla anlatacağız.
Reddi Miras Nedir ve Neden Yapılır?
Reddi miras, bir yasal veya atanmış mirasçının, kendisine kalan mirası tüm aktif ve pasifleriyle birlikte kabul etmediğini, mirasçı olmak istemediğini beyan ederek hukuken mirasçılık sıfatına son vermesidir. Mirasın “kül halinde”, yani bir bütün olarak devredilmesi ilkesi gereği, sadece borçları reddedip malları kabul etmek gibi bir seçenek yoktur.
Mirasçılar genellikle aşağıdaki sebeplerle mirası reddeder:
- Terekenin Borca Batık Olması: En yaygın sebeptir. Miras bırakanın borçlarının, geride bıraktığı mal varlığından açıkça fazla olması durumunda, mirasçılar bu borçlardan kendi kişisel mal varlıklarıyla sorumlu olmamak için mirası reddeder.
- Kişisel veya Manevi Sebepler: Mirasçı, miras bırakan ile olan kişisel ilişkisi nedeniyle mirası kabul etmek istemeyebilir.
En Önemli Kural: Kaçırılmaması Gereken 3 Aylık Hak Düşürücü Süre
Reddi miras sürecindeki en kritik ve en katı kural budur. Mirasın reddi, miras bırakanın ölümünün öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay içinde yapılmalıdır.
- Yasal Mirasçılar İçin Sürenin Başlangıcı: Yasal mirasçılar (çocuklar, eş, anne-baba vb.) için bu 3 aylık süre, miras bırakanın vefatını öğrendikleri anda başlar. Mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmeleri durumu istisnadır.
- Atanmış Mirasçılar İçin Sürenin Başlangıcı: Vasiyetname ile atanmış mirasçılar için süre, vasiyetnamenin kendilerine resmi olarak tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.
Bu 3 aylık süre “hak düşürücü süre” niteliğindedir. Yani bu süre geçtikten sonra, mirasçının mirası reddetme hakkı tamamen ortadan kalkar ve mirası tüm borçlarıyla birlikte kabul etmiş sayılır.
Reddi Miras Nasıl Yapılır? Adım Adım Süreç
Mirasın reddi işlemi, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak yapılır. Noterde reddi miras işlemi yapılamaz.
- Başvuru Yöntemini Seçin: Mirasın reddi, mahkemeye sözlü veya yazılı bir beyanla yapılabilir.
- Yazılı Beyan: “Reddi Miras Dilekçesi” hazırlanarak mahkemeye sunulur. Bu en yaygın yöntemdir.
- Sözlü Beyan: Mirasçı bizzat mahkemeye giderek mirası reddettiğini sözlü olarak beyan eder ve bu beyan hâkim tarafından bir tutanağa geçirilir.
- Başvuruyu Yapın: Hazırlanan dilekçe veya sözlü beyan için miras bırakanın son ikametgâhının bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurun.
- Kararı Alın: Mahkeme, beyan üzerine herhangi bir inceleme yapmadan talebi kabul eder ve reddi miras beyanının kaydedildiği bir karar verir.
Mirasın Hükmen Reddi (Otomatik Olarak Reddedilmiş Sayılma)
Bazı durumlarda, mirasçıların 3 ay içinde bir işlem yapmasına gerek kalmadan miras otomatik olarak reddedilmiş sayılır. Buna “mirasın hükmen reddi” denir. Türk Medeni Kanunu’na göre, “ölümü anında miras bırakanın ödemeden aczi (borca batıklığı) açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”
Ancak, bu duruma güvenerek hiçbir şey yapmamak riskli olabilir. Alacaklılar yıllar sonra dava açtığında, terekenin o tarihte borca batık olduğunu ispatlamak zorlaşabilir. Bu nedenle, borca batıklık açıkça belli olsa bile, ileride sorun yaşamamak adına 3 ay içinde “terekenin borca batık olduğunun tespiti” davası açmak en güvenli yoldur.
Reddi Mirasın Sonuçları Nelerdir?
- Mirası reddeden kişi, mirasçılık sıfatını kaybeder. Mirastan hiçbir mal alamaz, ancak borçlardan da tamamen kurtulur.
- Mirası reddeden kişinin miras payı, kendisi miras bırakandan önce ölmüş gibi, kendi altsoyuna (çocuklarına ve torunlarına) geçer. Bu çok önemli bir detaydır. Eğer çocuklarınızın da bu borçlu mirası devralmasını istemiyorsanız, onların da mirası reddetmesi gerekir.
- En yakın tüm yasal mirasçıların mirası reddetmesi durumunda, miras Sulh Hukuk Mahkemesi’nce iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
Reddi miras sürecinde en kritik faktör olan 3 aylık hak düşürücü süreyi kaçırmak, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Özellikle terekenin durumunun karmaşık olduğu hallerde, borçların ve mal varlıklarının tespiti için hızlı hareket etmek gerekir. Bu acil ve hassas süreçte adımları doğru atmak için bir Ankara miras avukatı ile hemen iletişime geçmek, sizi büyük bir borç yükünden kurtarabilir.
Mirasın reddi hakkı ve ilgili süreler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Konunun yasal dayanağını doğrudan incelemek isterseniz, ilgili kanuna Mevzuat.gov.tr resmi sitesinden ulaşabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Mirası reddedersem, benim payım kime gider?
Sizin payınız, siz sanki miras bırakandan önce vefat etmişsiniz gibi, sizin kendi çocuklarınıza (altsoylarınıza) geçer. Eğer onların da bu mirası almasını istemiyorsanız, onlar adına da reddi miras işlemi yapılmalıdır.
Sadece borçları reddedip malları alabilir miyim?
Hayır. Miras bir bütündür (“kül halinde intikal”). Sadece borçları reddetmek mümkün değildir. Mirası reddettiğinizde hem borçlardan hem de tüm mal varlığı haklarından feragat etmiş olursunuz.
3 aylık süreyi kaçırdım, ne yapabilirim?
3 aylık hak düşürücü süre kaçırıldıktan sonra mirası reddetme hakkınız kural olarak sona erer. Tek istisna, mirasın hükmen reddi şartlarının (terekenin ölüm anında açıkça borca batık olması) varlığını bir dava ile ispat etmektir. Bu, oldukça teknik bir süreçtir.
Sonuç: 3 Aylık Süreye Dikkat Edin!
Reddi miras, borçlu bir tereke ile karşı karşıya kalan mirasçılar için en önemli yasal güvencedir. Ancak bu güvencenin anahtarı, vefatın öğrenilmesinden itibaren başlayan 3 aylık süreye harfiyen uymaktır. Bu süreyi kaçırmak, beklemediğiniz büyük bir borç yüküyle karşı karşıya kalmanıza neden olabilir. Şüphede kaldığınız veya terekenin durumunu tam olarak bilmediğiniz durumlarda, vakit kaybetmeden bir avukata danışmanız en doğru karar olacaktır.